Çocuk yetiştirme 2 sütun üzerindedir.
1- Duyarlı hissedebilen bir çocuk olacak2- Etken olacak Yani duyarlı bir etken olacak.Tüm bunlar ancak 1) Kendi içine doğru derinleşebilmiş, kendi duygularını hissedebilen bir çocuğun o duygularını dizginleyebilmesi ve kontrol edebilmesi ile mümkündür. Eğer kişi kendi duygularının esiri olmuş ise o takdirde bu özelliklere sahip olamayacaktır çocuk. Kendi haz kanallarını kontrol altında tutabilmesi ancak o çocuğa insan muamelesi yapılmasıyla mümkündür. Eğer o çocuğa yetişmesi evresinde azarlanmış, terslenmiş, aşağılanmış ise bu çocuk kendi haz kanallarını kontrol altında tutamayacaktır. Aşağılanmış bir çocuğun kaybettiği özellik, iradesidir. İradesini kaybeder, nefsini kontrol etmeyi kaybeder. Aşağılandıkça, küçük düşürüldükçe, cezalandırıldıkça, mükafatlandırıldıkça, koşullandırıldıkça kendini duymayı kaybeder. Bir çocuk içinde yetiştiği aile itibarıyla insan olma fonksiyonlarını eda edebiliyorsa, HİSSEDEBİLME (Duyabilme) yeteneğinde olur. İçinde duyma, kalbinin şurasında duyma, acıyı duyma, sevinci duyma, heyecanı duyma. kulakla duyma demek değil bu. kalbi kıpır kıpır oluyor demektir. İçinde duyma, sızıyı duyma, hüznü duyma, her insan kendi elini göğsüne koysa işte şurası dediği yerde duyma, bazen kendisini ağlamaya, sevince iten içerdeki bir nokta. Bu işte çocuğun MANEVİ yaşamını organize eder. Allahı'ı duymada, kendini tanımada çok işine yarar. Kendi duygularını tanır. Kendi duygularını yönetir. Kişi nefsinin arzularını idare edemezse etrafındakilere zarar verir. Haz öteleme eğitimi olmayan kişilerdir bunlar. Dürtülerine edilgen olmuşsa, nefsinin arzusuna kapılmışsa ehliyetsiz araba kullanan gibidir. Nereye çarpacağı kime zarar vereceği belli olmaz. Dürtülerini elinde tutabilme iradesi kazandırmak lazım. ÇOCUK YETİŞTİRME YETENEĞİNİN ÖZÜ ÇOCUĞA İRADE KAZANDIRMAKTIR. Hem duyan, hem hisseden bir çocuk. Neden? Çünkü duydukça Allah'ı duyacak, çünkü duydukça empati yeteneği gelişmiş olacak, karşıdaki ağlayan kişinin hissini kendi kalbinde hissedecek, karıncaya basmayacak. Duyan bir kişi olacak. Aidiyet duygusuyla da ailesine bağlı olabilmesi, toplumuna bağlı olabilmesi, milletine bağlı olabilmesi, insanlığa bağlı olabilmesi ancak duyabilmesiyle mümkündür. Duyabilme yeteneği olmadan irade sahibi olmak çocuğu BİREYSEL yapar. Batı çocuğu duyarsız bir irade (özgüven) sahibi olmaya alıştırıyor. Ancak anlayabilen ağlayabilir. Ağlayabilmek bir erdemdir. Neyin erdemi? Duyuyor olmanın erdemi. Empati gücünün varlığı. Kalp damarlarının tıkanmadığını gösterir. DUYABİLMEK İÇİN => Hissedebilme Yeteneği... Empati...YENİDEN HİSSEDEBİLMEK İÇİN (ANNE - ÇOCUK)1- YAVAŞLAMASI lazım. Yavaşlamak...Teenni Rahmandan, Acele Şeytandandır.2- Kişinin kendi içine dönmesi, kendini dinlemesi, duygularının hareket ettiği noktadan ne geliyor olduğunu bilmesi lazım. Kendini odaya almak, koltuğa oturup gözlerini kapatıp hayret makamında sanki gökyüzünden sükunetle seyretmesi lazım. 3- Beş duyu organını kullanarak kainatın kendisine duyurduğu şeylere kulak kabartması lazım. Taaa içinde, kalbinde hissederek duyabilmeli. Kuş sesi, rüzgar, çiçek, yemek...4- Sessizlik. (Sesizlikle birlikte Kuran-ı Kerim dinlemek-okumak)
ÇOCUK EVİMİZE GELMİŞ AZİZ BİR MİSAFİRDİR. ADEM GÜNEŞ. (Siz misafire nasıl davranıyorsunuz, çocuğunuza nasıl davranıyorsunuz bir düşünün)
ÇOCUKLAR NASIL TERBİYE OLUR?Hayvanlar ceza ile, çocuklar vicdan ile terbiye olurlar.Vicdan Eğitimi (Terbiyesi)1- Güven Duygusu: Anneye güven duyma ile başlar. Anneye sınırsız bir güven olmalı. 2 sene anneyle yatmalı. 2. seneden sonra babaya güven duymaya başlar. 2- Aidiyet duygusu: Çocuk hangi aile içerisindeyse o ailenin huzurunu, keyfini, o ailede olmanın mutluluğuyla ben bu ailenin bir ferdiyim diye aitlik duygusunun gelişmesi lazım. Misal: Evde haftada 1 gün 1 saat kitap okuma günü yapılırsa o sessizlikte çocuk o aileye ait olmanın keyfini yaşar. Haftada bir gün sinema keyfi yapılıyor olması lazım. Anne mısır patlaklarını hazırlamış, masanın üstünde içecekler, ta ta ta taaam diyerek ışıklar kapatılıp film izlenebilir, cemaatle namaz kılınabilir. Aidiyet duygusundan sonra davranış eğitimi başlar. Merak duygusu ve sevme / sevilme hissi de yan unsurlar. Anadolu pedagojisinde ceza olmadığı gibi mükafat minimumdur. Çocuk otomatik olarak anne babayı sevmez. Anne-babanın kendilerini sevdirdikleri kadar sever.
Çocuklara eşit davranmayın, onlara ADİL davranın.
İlaçla çocuğun tedavi edilmesi etik değildir. Çocuğun hızlılığı hastalık değilse anne baba yetersiz kendi çıkarı için ilaç vermek etik değildir.Acıyı duymak istemeyen insanın hareketleri hızlanır.Kendini duymak istemez…
Çocuk beklendiği gibi olmazsa eşe yansır, eşler arası iletişim çocuğa da geçer. Kısır döngü olur.Ailede kabul gördüğünü, kendini güvende hissetmesi halidir.Annem üzülecek babam kızacak korkusu olmamalıdır.Zıplamayan çocuklar sakar olur.Zıplama esnasında gerilme ve diğer hareketlerle beyin işlevini geliştirir.Çocuk kötü ve saldırgan değildir. Kendini korumak için..Saygısızlık değildir. Öfke değildir. Sebepsiz yere ısırmaz tükürmez vurmaz.Çocuk yetiştirmek geniş olmaktır.Çocuğun içerisinde yol haritası vardır.Çocuğun ruhen dengeli 1-var olduğu haliyle kabul görmesi2-duygusal yakını olması (güvenli bağlanma, anne reddetmezse, “2 yaşına kadar, sonra 3,5-4 yaş güvenli ayrılmadır. Kardeş ister. 3-koşulsuz saygı görmesi gerekir. Koşul öne sürmek kişiliksizleştirmedir.
Meslekler psikolojik olarak 1-makine meteforu ile çalışanlar: asker, doktor, hakimMesleği ile hemhal olur, bazı yeteneklerini kaybeder farkına varmaz. Fazla hissetmemesi lazım mesleği gereği. Duyusunu zayıflatması, itibar yüceltmesi, zamanın hızlanması gerekir. Eş ve çocuklar için lazım gelenler kaybolmaya başlar. 2-Hermalatik ile sorgulamayla duyularla çalışanlar, yazarlar, sanatkarlar….
Hiperaktif içinde sorun barındırdığından dolayı yılışıyor, duyarsızlaşıyor.Başkalarının istediği gibi olan sağlıklı değildir.Ergenlikte reform için ceza ve mükafat olur.Form döneminde 3-4 yaşındaki çocuklarda ceza mükafat olmaz.Kararlı durmak ceza vermek değildir.
Problem insan içi başka dışı başka olanlardır.Sahte benlik üretmiş Çocuğun yaptıkları yansıyandır. Benlik yapılanmasında sahte benlik üretmeye başladıysa problem var demektir.Kişilik; Yunancada tiyatro oyuncularının kullandığı maskedir. Dış dünyaya yansıttığı hali kişiliğidir. İç dünya ile dış dünya ne kadar yakınsa (algılanma ve içinde hissettikleri)Ergenlik döneminde en çok duyulan söz hiç çocuk olmadım ki…Öğrendikleri anne babasının zorla öğrettiği için meraklı değil.Kendini sunan çocuklar….
İrade ve vicdan kazanmamışsa çocuk eğitimi başarılıdır denemez.
İradeyi zayıflatan ceza ve mükafattır koşullandırma da aynıdır.Anne babasının istediği gibi davrananın iradesi zayıf olur.Var olduğu haliyle davranan kendini sunan çocuğa sağlıklı çocuk denir.
Pedagoji: Çocuğa tesir eden gelişim durumları ile eşler arası ve aile işi iletişimin çocuğa etkisini araştırır.Rolleri uyum içinde götürebilene sağlıklı kişi denir.
Duygusal ihtiyaçların karşılanması günler alacak bir şey değildir. Duygusallığın Doyurucu nitelik için vaktinde ilgilenmek ve yeterince ilgilenmek Adil davranışla ihtiyaclar görülür ve vaktinde görülürse duygusal ihtiyaç giderilmiş olur.
çocuk eğitiminde başarılı olmak isteyenler büyüklük tutkusundan kurtulması lazım.
GÜVEN, yemek istemediği bir lokmayı zorla ağzına tıkmaya çalışmamaktır.GÜVEN, size su getirmek için koştuğunda “Sen düşürürsün” deyip elini tutmamaktır.GÜVEN, çocuğun eşyalarını ondan izinsiz başkasına vermemektir.GÜVEN, “Ben sana yardım ediyorum” dediğinde onu hafife almamaktır.GÜVEN, çocuğun “Saçları bozulmuş” dediğinde “Ne olacak canım! oyuncak bebek işte” dememektir. Onunla birlikte taramaktır saçlarını.GÜVEN, çocuğun sözünü, sesini içinde duymaktır.GÜVEN, çocukça isteklerine çocukça nazarla bakabilmektir.GÜVEN, annesini – babasını her ihtiyacında, her seslenişinde yanında bulmaktır.GÜVEN, konuşmaya başladığında onu susturmamaktır.GÜVEN, “Korkuyorum anne!” dediğinde “Buradayım yavrum” deyip sarılmaktır.GÜVEN, kardeşi doğduğunda O’nu hemen büyütüp “Sen büyüdün, Abla oldun” dememektir.GÜVEN, çocuk merakla bir yere baktığında “Orda bakılacak birşey yok!” dememektir. Dakikalarca oraya bakmak demektir.GÜVEN, gece uyanıp yanına geldiğinde “Hadi yatağa dön” demeden ona sarılmak, onu yanınıza almaktır.GÜVEN, Tuvalet eğitimi verirken altına yaptığında “Gene mi?!” dememektir.GÜVEN, bir sürahi suyu bilgisayar masasına boşalttığında “Ne yaptın” diye çığlık atmamaktır.GÜVEN, onu evinde serbest bırakmaktır.GÜVEN, evi çocuğun rahat edeceği hâle getirmektir.GÜVEN, her sorusuna cevap vermek, bilmediğinizde ise “Bilmiyorum” diyebilmektir.GÜVEN, elindeki eşyayı hışımla çekip almamaktır.GÜVEN, çocuk etrafı seyrederken, sizin de aceleniz varsa, yakasından tutup zorla götürmemektir.Çocuk deyip geçmeyin programından güven duygusu konusunda aldığım notlardan…Peki sizce çocuğa GÜVEN duygusunu nasıl kazandırırız veya nasıl kaybettiririz?